Özel Boşanma sebeplerinden Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde düzenlenmiştir.
“Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.”
Kanun metnine göre eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz hayat sürerse o halde diğer eş boşanma davası açabilir. Ama boşanma davasının açılması için bu sebeplerin varlığı yeterli değildir. Bu sebeplerin yanında bu sebeplerden dolayı boşanma davası açan eşten diğer eş ile birlikte yaşaması beklenemiyor olması gerekir. Buradan da anlaşıldığı üzere suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebepleri nisbi boşanma sebepleridir.
Bu durum Yargıtay kararlarında da belirtilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 13.03.2003 tarihli kararında “ Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesi gereğince ister küçük düşürücü suç işlenmiş olsun, ister haysiyetsiz hayat sürülmüş olsun boşanmaya hükmolunması için bu durumların diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesi zorunlu olacak bu hususun kanıtlanması gerekecektir.” denilmiştir.
Ayrıca kanun koyucu bu sebeplerden dolayı açılacak boşanma davasının her zaman açılabileceğini belirtmiştir. Ama sebebin ortaya çıkmasından sonra makul sürede dava açılması gerekir. Suç işlendikten uzun bir süre sonra dava açılması hakkı kötü niyetli kullanmak olacaktır.
Suç İşleme Sebebiyle Boşanma Davası
Suç işleme sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için işlenen suçun küçük düşürücü bir suç olması gerekir. Bir suçun küçük düşürücü suç olup olmadığını hakim takdir edecektir. Hakim bunu takdir ederken toplumsal anlayışa ve kişinin bu eylemi yaptığında toplum tarafından nasıl karşılandığına da dikkat edecektir.
Küçük düşürücü suçlardan bazıları gasp, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlardır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2006 tarihinde vermiş olduğu kararda “Kocanın işlediği suç (gasp) ahlaki redaet ve kötü bir karakter ürünü olan bir eylem olup küçük düşürücü niteliktedir.” diyerek gasp suçunun küçük düşürücü bir suç olduğunu ve boşanmaya sebep olacağını belirtmiştir.
Ayrıca siyasal suçlar küçük düşürücü suç olarak nitelendirilmemektedir.
İşlenen küçük düşürücü suçtan dolayı boşanma davası açılabilmesi için eşin bu suçu kasten işlemesi gerekmektedir. Bundan dolayı akıl hastası olan eşe bu sebepten dolayı dava açılamaz.
Suç işleme sebebiyle boşanma davasının açılabilmesi için suçun evlilikten sonra işlenmesi gerekir. Eşin işlediği suçtan dolayı ceza davası açıldığı sırada boşanma davası açılmışsa o halde boşanma davasının sonuçlanması için ceza davasında hüküm verilmesi beklenir. Ama boşanma davasına bakan hakimin ceza davasında verilen karara bağlı olmasına gerek yoktur.
Suç evlilikten önce gerçekleşmiş ama eş evlilikten sonra bu suçu öğrenmişse o halde evliliğin butlanı davası açılması gerekir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
Kanun maddesinde sayılan diğer boşanma sebebi de haysiyetsiz hayat sürmektir. Haysiyetsiz hayat sürmenin iki unsuru vardır;
- Şeref ve namus kayıtlarından uzak davranış
- Süreklilik
Hangi davranışların haysiyetsiz hayat sürme kapsamında olacağını hakim belirler. Hakim bunu belirlerken toplumun ahlaki yapısına dikkat edecektir.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için bu davranışın evlilik devam ederken var olması ve süreklilik arz etmesi gerekmektedir. Bir kerelik bir haysiyetsiz hayat sürme davranışı sebebiyle boşanma davası açılamaz.
T.C YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2011/ 22536
Karar: 2012 / 17686 ve 26.06.2012 tarihinde verilen kararda da “Haysiyetsiz hayat sürmenin varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için; eşin, sosyal hayatta toplumun genel değer yargılarıyla çatışan, olumsuz nitelikte kabul edilen davranışının süreklilik göstermesi ve bu davranışın diğer eş için birlikte yaşamayı ondan beklenemez hale getirmesi gereklidir. Süreklilik göstermeyen bir defalık bir davranış; Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu için yeterli olabilirse de, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma kararı için yeterli değildir.” denilmiştir.
Yargıtay kararından da anlaşılabileceği üzere eğer tek seferlik bir haysiyetsiz hayat sürme eylemi bulunmaktaysa böyle durumda diğer eş bakınız evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açabilecektir.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davasında ayrıca davalı eşin kusurlu olması da gerekir. Bundan dolayı akıl hastası eşe karşı bu sebeple boşanma davası açılamayacaktır.