Boşanma sürecinde en çok anlaşmazlığın yaşandığı konulardan biri de eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malların paylaşımıdır.
Hukuk sistemimiz bu uyuşmazlığın mal paylaşımı davası ile çözümünü öngörmüştür. Ancak mal paylaşımı davası boşanma davası ile birlikte açılamaz. Eğer açılmışsa bu durumda mahkeme mal paylaşım davasını boşanma davasından ayırır başka bir esasa kaydedilir boşanma davası kesinleşinceye kadar mal paylaşımı davası için bekletici mesele yapar.
Yani mal paylaşımı yapılabilmesi için öncelikle eşlerin boşanmış olması gerekir. Boşanma kararı kesinleştikten sonra da mal paylaşım davası görülmeye başlar.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Mal paylaşımı iki şekilde gerçekleşebilir:
- Eğer taraflar anlaşmalı boşanacaklarsa mal paylaşımının nasıl gerçekleşeceğini sözleşme ile karar verebilirler.
- Taraflar mal paylaşımı konusunda anlaşamadıkları takdirde mal paylaşımı davası açarak mal rejiminden kaynaklanan alacak kalemlerini talep edebilirler.
Mal paylaşımı davasında üç alacak talep edilebilir. Bunlar:
- Katılma Alacağı
- Katkı Payı Alacağı
- Değer Artış Payı Alacağı
Katılma Alacağı
Eşlerin, evlilik birliği içerisinde edinilen ve edinilmiş mallara katılma rejimine dahil edilen malların yarısında alacak hakları bulunmaktadır. TMK 219. Maddesinde edinilmiş malların neler olduğu sayılmıştır:
“Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel mallarının gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler”
Tasfiye sırasında her eş öncelikle kişisel mallarını geri alır. Bir malın kişisel mal olduğu ispatlanıncaya kadar edinilmiş mal kabul edilir. Bunun aksini iddia eden eş ispatlamakla yükümlüdür.
Eğer bir malın eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilememişse o mal edinilmiş mal kabul edilir ve eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır.
Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş mallar, mal rejimi sona erdiğinde hangi durumda iseler o şekilde ayrılır. Yani bu malların tasfiye anındaki güncel piyasa değerleri dikkate alınır.
Edinilmiş mallara aşağıda sayılan değerler de eklenir:
- Mal rejimi sona ermeden önceki bir sene içerisinde diğer eşin rızası alınmadan yapılan karşılıksız kazandırmalar
- Mal rejimi devam ettiği sürece bir eşin diğer eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla yaptığı devirler.
Katılma alacağı ayın veya para şeklinde ödenebilir. Ayni ödeme de malların sürüm değeri esas alınır.
Borçlu eş katılma alacağının derhal ödediği takdirde maddi zorluklar yaşayacağını belirterek ödemelerin uygun süre ertelenmesini talep edebilir.
Katkı Payı Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağı
Katkı payı alacağı, bir eşin malvarlığı edinmesi için sağladığı katkının, dava tarihi itibariyle faiziyle birlikte talep edildiği bir alacaktır.
Katkı payı alacağının nasıl hesaplanması gerektiği hususunda yargıtayın kabul ettiği bazı kriterleri şöyle sıralayabiliriz.
- Katkı payı alacağı istenebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
- Bu katkının ziynet, miras veya bağış yoluyla vs. gibi elde edilen başka malvarlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkün olabilmektedir.
- Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğu kabul edilir
- Tarafların evlilik tarihinden taşınır veya taşınmazı edinme tarihine kadar gelirleri dikkate alınarak davacının gelirle katkısı ile evlilik öncesi davacının edindiği kişisel malı olan eşyanın satımından gelen parayla katkısı yönünden katkı oranı taşınmazın dava tarihindeki değeriyle çarpılmak suretiyle katkı payı alacağının hesaplanmaktadır.
Değer artış payı alacağı da bir eşin diğer eşin malvarlığının değerinin artması için sağladığı katkılardır. TMK 227. Maddesinde bu alacak türünden bahsedilmiştir:
TMK 227. Madde: “Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.
Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması hâlinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.”
Değer artış payı alacağı ve katkı payı alacağı arasındaki en büyük fark faiz işletilmesinde karşımıza çıkar. Değer artış payı alacağında faiz karar tarihinden itibaren işlerken katkı payı alacağında faiz dava tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Mal Paylaşımı Davası Açma Süresi
Mal paylaşımı davasının belirli bir süre içerisinde açılması gerekir. Bu süre boşanma davası kesinleştikten itibaren 10 yıldır.
Uygulamada zamanaşımı sorununu bertaraf etmek için boşanma davası ile birlikte mal paylaşımı davası açılmaktadır. Ancak boşanma davası, mal paylaşımı davasında bekletici sorun yapılmakta ve boşanma davası kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası görülmektedir.
Mal Paylaşımı Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Mal paylaşımı davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde ise TMK 214. Madde esas alınır.
TMK 214. Maddeye göre:
- Mal rejimi ölüm ile sona ermişse ölenin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
- Mal rejimi boşanma, evliliğin iptali veya hakim tarafından verilen mal ayrılığı kararı nedeniyle sona ermişse bu davalara yetkili mahkeme yetkilidir.
- Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Anlaşmalı boşanmada taraflar mal paylaşımının nasıl olacağını kendileri karar verebilir ve verdikleri kararları anlaşmalı boşanma protokolüne yazarlar.
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin hükümler konulurken Yargıtay’ın konu ile ilgili bazı uygulama kurallarına uyulması gerekir. Bu kurallar her somut olayda farklılık gösterebilecekse de genel itibariyle şöyledir:
- Bu hükümler icra edilebilirlik şartına uygun olmalıdır.
- Paylaşıma konu mallar açıkça belirtilmeli ve paylaşımın nasıl yapıldığı, kimin ne kadar hisse karşılığı ne kadar ödediği açıkça belirtilmelidir.
- Eğer feragat söz konusu ise feragatin gayri kabili rücu olarak gerçekleştirildiği ifade edilmelidir.
- Eğer ödeme yapılacaksa ödemenin nasıl gerçekleşeceği, gerçekleşmediği takdirde sonuçları açıkça yazılmalıdır.
- Boşanmanın ferileri ile ilgili alacak kalemleri ile mal paylaşımına konu hak ve alacaklar ayrı hükümlerde açıklanmalıdır.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/9765 E. 2017/11128 K. sayılı kararında da yukarıdaki kuralların var olması gerektiği belirtilmiştir:
“Kural olarak, boşanma davalarıyla birlikte mal rejimine ilişkin açıklamaların ve eşler arasında varılan sonuçların anlaşma protokolünde yer almalarında herhangi bir sakınca bulunmayıp, bunu engelleyen bir kanun hükmü de yoktur. Yine ilke olarak, dar kapsamlı olarak ifade edilen ibarelerin boşanmanın feri niteliğinde bulunan nafaka, maddi–manevi tazminat gibi istekleri kapsadığı kabul edilebilir. Mal rejiminden kaynaklanan istekler boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise, bu takdirde taşınır ve taşınmaz mal niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerekir.
Somut olayda, herhangi bir açık ibare bulunmamaktadır. Sadece, "tarafların evlilik birliğinin devamı esnasında alınan mallar ile ev eşyalarını aralarında paylaştıkları için bu konuda herhangi bir anlaşmazlıkları bulunmadığını " ibaresi yer almaktadır.
Mal tabirinin tüm taşınır ve taşınmazları kapsadığını kabul etmek mal rejimi davalarının mantığına ve hakkın özüne aykırı düşer. Mal tabiri oldukça dar bir kavramdır. Bu nedenle bu tabirin katkı payı ya da edinilmiş mallardan kaynaklanan taşınmaz ya da taşınır niteliğindeki eşyaları da kapsadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. ...
Başka bir anlatımla; protokolde tasfiyenin ne şekilde yapıldığı ayrıca ve açıkça belirtilmemiştir.
O halde; genel ifadeler kullanılarak anlaşmalı boşanma dosyasına verilen, duruşma tutanağına geçirilmediği gibi tasdik edildiği hüküm fıkrasından anlaşılmayan dayanak protokolün düzenlendiği zaman ve koşullar dikkate alındığında geniş yorumlanmak suretiyle evlilik birliği içerisindeki mal varlığının tamamını kapsadığı şeklinde yorumlanması denkleştirici adalet ve hakkaniyet ilkesine de uygun bulunmamaktadır."
Ancak anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin bir hüküm bulunmuyorsa bu durumda anlaşmalı boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde mal paylaşımı davası açabilirler.
boşanma davalarında mal paylaşımı, boşanma davası mal paylaşımı, boşanma davaları mal paylaşımı, boşanma dilekçesi, anlaşmalı boşanma dilekçesi, boşanma davası, boşanma davaları, anlasmali bosanmak, boşanma davası ücreti ,boşanma davası dilekçesi, boşanma dava ücreti, çekişmeli boşanma davası, boşanan kadınların hakları, en iyi avukat, en iyi eskişehir avukatı, en iyi avukatlar, en iyi boşanma avukatı, en iyi avukatlar, boşanan kadının hakları