Hayata kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen özel boşanma sebeplerinden biri hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunmaktır. TMK 162.madde hükmü iki ayrı boşanma sebebi aynı maddede düzenlenmiştir.
“Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.”
Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde sayılmış olan bu sebepler mutlak nitelikli boşanma sebepleridir. Yani davacı eşin bu davranışların varlığını kanıtlaması yeterlidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019 bir ilamında da bu husus şu şekilde açıklanmıştır;
“Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi ile hâkim tarafından evlilik birliğinin çekilmez hâle gelip gelmediği şartını araştırmaya gerek kalmaksızın, boşanma kararı verilebilecektir. Başka bir deyişle TMK’nın 162. maddesi mutlak bir boşanma sebebi olup bu maddenin üç ayrı boşanma sebebi saydığı söylenebilir.”
Ayrıca dikkat edilmesi gereken husus eşin bu davranışları yaparken akıl hastalığının olmamasıdır. Çünkü bu davranışlardan dolayı boşanma davası açabilmek için eşin kusurunun olması gerekir.
Hayata Kast Nedir?
Kişinin eşine karşı öldürmek amacıyla yaptığı davranışlar hayata kast kapsamına girmektedir. Burada önemli olan kişinin bu davranışları yaparken öldürme kastı olması gerekmektedir. Aksi takdirde o eylemlerin hayata kast için yapılmadığı kabul edilir.
Öldürme kastından anlatılmak istenen kişinin eşini bilerek ve isteyerek öldürmeye çalışmasıdır. Eğer eş, dikkatsizliğinden dolayı eşinin hayatını riske sokmuşsa bu davranışlardan dolayı boşanma davası açılamaz. Ancak istenildiği halde sonuç alamama yani eşini öldürmek isteyen tarafın öldürmek için gerekli bütün hareketleri yerine getirmesine rağmen ölümün elde olmayan sebeplerle gerçekleşmemesi durumunda hayata kast vardır ve bu sebeple boşanma davası açılabilir.
Örneğin Eşin tabağına konulan zehrin tabağın yere düşmesi nedeni ile yenilmesi veya eşe saplanılmak istenen bıçağın eşin kaçarak kurtulması sonucu sonucun gerçekleşmemesi gibi durumlar.
Hayata kastetmek için eylemler veya kullanılan malzemeler yeterli olmasa bile davranışlardan amaç eşin hayatına kastetmek ise bu fiiller de boşanma sebebi olacaktır. Öldürmeye teşebbüs etmek veya intihara teşvik etmek de hayata kast kapsamında sayılır.
Örneğin gerekli araçların temin edilerek intihara teşvik etmek boşanma sebebi sayılır. Buna rağmen eşi öldürmek ile tehdit etmek hayata kast anlamında değildir ve boşanma sebebi olarak sayılmaz.
Ancak öldürme amacı bulunmayan eylemler örneğin eşlerden biri tarafından doğalgazın açık unutulması sonucu diğer eşte yaşamsal bir tehlike oluşmuşsa bu hayata kast nedeni ile boşanma sebebi olmayacaktır.
Eşin yakınlarına karşı gerçekleştirilen hataya kast amacı güden davranışlar ise bu sebepten dolayı açılacak boşanma davasının konusunu oluşturmaz. Eşin yakınlarına karşı açılan davranışlar bakınız evlilik birliğinin sarsılması sebebinden dolayı boşanma davasının konusunu oluşturur.
Ayrıca hayata kast sebebiyle açılan bir boşanma davasında hayata kastın kanıtlanarak boşanmanın hayata kast sebebiyle olması durumunda mal paylaşım davasında hayata kasteden eşin artık değerdeki payının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına hakim tarafından karar verilebilmektedir.
TMK 236/2 maddesinde ‘’ Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.’’ Hükmünü içermektedir.
Ayrıca hayata kastın boşanma hukuku yanı sıra ceza kanunu ve miras hukuku yönünden de sonuçları vardır. Bu durum TMK 578 maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir.
Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler:
- Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,
- Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler,
- Miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler,
- Miras bırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar. Mirastan yoksunluk, miras bırakanın affıyla ortadan kalkar.
Pek Kötü Davranış Nedir?
Kişinin eşine karşı onu fiziksel veya ruhsal olarak yıpratmak ,tahrip etmek amacıyla yaptığı davranışlar pek kötü davranış olarak kabul edilir. Hangi eylemlerin pek kötü davranış olarak kabul edileceğini hakim karar verir.
Önemli olan bir husus da eşin bu davranışları yaparken kast ile hareket etmesidir. Eğer eş bilerek ve isteyerek diğer eşe pek kötü davranışta bulunuyorsa bu davranış boşanma sebebi olarak kabul edilir.
Bir davranışın pek kötü davranış kapsamına girmesi için zulüm ve işkence boyutunda olması gerekir. Pek kötü davranış tam olarak belirlenemese de uygulamaya bakıldığında şu davranışların pek kötü davranış olarak kabul edildiği görülmektedir;
- Acımasızca dövmek
- Aç bırakmak
- Hapsetmek
- Hastalık aşılamak
- İşkence
- Cinsel ilişkide çok fazla ileri gitmek
Bu tür davranışların boşanma sebebi olabilmesi için süreklilik arz etmesi gerek yoktur. Davranış bir kere bile yapılsa pek kötü muamele ise boşanma davası açılabilir.
Ayrıca aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunmak suç olup TCK 232 maddesi ‘’ Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’’ hükmünü içermektedir.
Onur Kırıcı Davranış Nedir?
Bir davranışın onur kırıcı olabilmesi için o davranışın kişiliğe yönelik olması ve tecavüz niteliği bulunması gerekir. Yargıtay namus ve şerefe yönelik özel bir ağırlığı ve niteliği olan harekete ilişkin eylemleri onur kırıcı davranış olarak nitelendirmektedir. Onur kırıcı bir davranıştan dolayı boşanma davası açılabilmesi için eşin 0 davranışı kast ile yapmış olması gerekir.
Onur kırıcı davranış söz, yazı veya hareket ile gerçekleştirilebilir. Söz, yazı veya hareket ile eşin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan davranışlar boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir.
Bir davranışın onur kırıcı davranış olup olmadığını hakim belirler. Buna rağmen uygulamada bazı davranışların onur kırıcı olduğu ve boşanma sebebi olabileceği görülmektedir;
- Toplum içinde eşe hakaret etme
- Eşe iftirada bulunma
- Eşi evden kovma
- Sokakta ,Pazar yerinde veya toplulukta şerefsiz, namussuz diye hakaret edilmesi vs.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Ne Zaman Açılabilir?
Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinin ikinci fıkrasında “Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.” denilerek bu sebeple açılacak olan boşanma davasını hak düşürücü sürelere tabi tutmuştur.
Kanun metninden de anlaşılabileceği üzere eş, bu davranışları öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde boşanma davası açmak zorundadır. Aksi halde dava açma hakkı sona erer.
Kanun koyucu hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle açılan boşanma davalarını ayrıca üst süre de belirlemiştir. Bu sebeplerin doğumu üzerinden 5 yıl geçmesiyle bu davranışlar sebebiyle boşanma davası açılamayacaktır.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranışta Bulunan Eşin Affedilmesi
Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinin son fıkrasında “Affeden tarafın dava hakkı yoktur.” denilmiştir. Buna göre eğer bu davranışlarda bulunan eş, diğer eş tarafından affedilmişse bu sebepten dolayı boşanma davası açılamayacaktır.
Af beyanı açık veya örtülü ya da sözlü veya yazılı yapılabilir. Af beyanı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan dolayı bu tür davranışlarda bulunan eş, diğer eşin temsilcisi tarafından affedilemez. Yine iradeyi sakatlayan nedenlerin bulunması halinde af beyanı geçersiz olur.
Boşanma davası hakkında daha fazla bilgi almak için Eskişehir boşanma avukatımız Elife Çetintaş'ın bulunduğu büromuza buradan ulaşabilirsiniz.